18'den 19'a
İNSAN ANLATAMADIĞINDA ÖLEBİLİR
Sevgili okur, merhaba
Nereden, nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum ama ben tekrar yazmaya sığınıyorum. Elimde sigaram fonda beni kahreden şarkılar eşliğinde ben anlatamadığım, anlaşılamadığım için tekrar boşluğa yazıyorum.
Hayatımın her an'ı çabaladım, çok çalıştım ama günün sonunda yorgun ve başaramamamla sigaramı içip tekrar denemek için umudumu yeşertmeye çalıştım. Ama hayatımızda umudumuzu yeşertemeyeceğimiz anlar da vardır ve ben o evreye sıkışmış durumdayım. Zaten benim her yazım çok çalışıp olduramamaya, kimsesizliğime ve her an çalışmak zorunda oluşumla sonlanıyor.
Bugün benim tamamiyle patlama günümdü. Bir yerde okumuştum "alakasız yerlerde aniden ağlamaya başlayan kişilerin çektiği acı" ile alakalıydı, tam hatırlayamıyorum cümleyi. Aylardır ev bakıyorum ve asla tutamıyorum hep bir problem çıkıyor. Bugün tekrar istediğim gibi ev bulmanın heyecanıyla emlakçıyı aradım, her şeyde anlaştık. Tekrar defalarca aramama rağmen dönüş alamadım ve aniden evin tutulduğunu gördüm. Nedendir bilinmez ama ben ev problemimi çözersem tekrar diğer problemleri çözebilmek için gücümü toparlayabileceğime inandım ve ağlamaya başladım. Asla dilediği gibi ağlamayan veya ağlayamayan ben bugün memleketimin her yerinde ağladım. Sonra kendimi daha kötü hissettim arkadaşlarımın önünde ağlayıp onların da modunu düşürdüğüm için. Eve gelip buna biraz daha ağladım. İnsan arkadaşlarının önünde ağladığı için eve gelip tekrar ağlamamalıydı bence.
İnsanlara sebebin o evi tutamamak olmadığını anlatamadım, buna daha çok üzüldüm. Sanırım hayatıma yanlışlıkla dahil olan insanlar dahi herkes için bu hayatı düşmeye çekinmeyeceği bir yere çevirmeye çalışıp kimsenin bunu beni için yapmayı denemeyişi daha üzdü beni. Kendimi hiç bugün olduğu kadar kimsesiz ve çaresiz hissetmemiştim. Ama ben hep kendim hallettim, tek başıma halletmek zorunda bırakıldım diye omzumu pat-patlamaya çalışıyorum gözyaşlarım eşliğinde.
Bugün yanımdaki kalabalığın içinde en tahmin edemeyeceğim insan benim için daha endişeliydi. Ya da daha fazla acıdı bana bilmiyorum. Uzun zamandır birinin gerçekten problemimi dinlemek için benimle konuşmasına ihtiyacım vardı. Bahsettiğim kişi beni kalabalıktan sıyırıp karşısına alıp samimi bir şekilde anlatmamı bekledi ve ben dolu gözlerimle cümle bile kuramadım.
Çabaladığım her şeyin sonuçsuz kalmasını, hep yeniden çabalamanın ne kadar yorduğunu, bir başıma oluşumu ve artık hiçbir şeyi dilediğim gibi olduramamanın yüküne dayanamadığımı kime nasıl anlatabilirim inanın bilmiyorum.
Aile, iş, okul ve arkadaşlık çemberlerimin içinin bomboş oluşu gerçeği suratıma bir tokat gibi yapıştı. Yalnızca 18 yaşımdayım, bu kadar yorulmam için çok erken bir yaş gibi gelebilir herkese. Ama tek bir adım atabileceğime dair inancım kalmadı. Şu an hala gözyaşlarımı dindiremediğim için buğulu görüyorum ekranı, neyi nasıl ve neden yazdığımı ben de anlamlandıramıyorum.
Bazı şeylerin benim, bizim, sizin için daha kolay olabilmesini çok isterdim ama Türkiye'de yaşıyoruz ve her gün birkaç yıl daha yaşlanmış bir şekilde başımızı yastığa koyuyoruz. Ne zaman aydınlığa çıkarız bilmiyorum. Ama aydın olan gökyüzünün bizi gibiler için ışığını çoktan kararttığının farkındayım. Umut aşılamaya çalışıp bunlar da geçecek diyebilmeyi çok isterdim, kendim de dahil herkese. Ama bunların daha zorlarıyla karşılaşacağımız için geçeceğini acı da olsa kabullendim.
Çok kısa bir süre sonra onsekizinci yaşımı tamamlayacak olmama rağmen kendimi bir gün bile dilediğim gibi genç hissedemedim. Ama hayat budur,
Tekrar gün doğacak, bir dize vardı ya "her sabah ödümü koparıyor bu dünya" diyordu. Bende çarpıntı yapıyor bu dünya, dönüyor ya belki ondandır. "Dünya, yalvarırım bizi kendine bulaştırma" diyeceğim bu sabah kendisine. Belki dinler, kim bilir?
Ama siz lütfen hayata karşı umudunuzu kaybetmemeye çalışın ve anlatın. "İnsan anlatamadığında ölür" diyorlardı. Ciddiye alın bu sözü.
Yalnız ve kimsesiz hisseden, evini bulamayan, anlatacak gücü kalmamış ve umudunu yeşertemeyenleri kucaklıyorum tekrar, biz de bir gün maviliklere ulaşacağız.
sd.
-
selam sevgili okur, yılda yalnızca iki defa uğradığım veya onu bile yapamadığım bu hesaptayım. hesabın varlığını son yayına gelen yorumlard...
-
selam,, boşluğu izleyerek saatlerce çizim yaptıktan sonra yeterince rahatlayabilmiş hissedemediğim için kaçış noktam olan bu sayfadayım, eh...
-
Tekrar uzun bir aradan sonra yayındayız dostiler,,, Başlıktan da anlaşıldığı üzere ben tekrar ara sıra uğradığım bu blogda mütemadiyen acı...

