HAYAT EVİ ARAMAKTAN İBARETTİR

   Merhaba sevgili okurum, kısa bir süre önce vefat haberini aldığım arkadaşım aklıma geldi tekrar. Bu konuda konuşmak istedim. 

   Evde olmak, eve varmak, eve ulaşmaya çalışmak, evi aramak. Bir gün çok bilge bir insan olacağımı ve tüm bu sorunlara cevap bulacağımı ümit ediyorum sürekli. Bana göre 'evim neresi?' sorusu bu dünyadaki en önemli sorundur bence, bugün hayata gözlerini yuman arkadaşımız gibi bu soruya cevap bulamayıp bize veda eden tüm insanlığa  'every time we say goodbye' şarkısını armağan ediyorum, Mehmet Pişkin'i de anarak. 

   Ben yıllarca kendi odamda evimin neresi olduğunu düşündüm, daha iyi bir tabirle yaşadığım duvarlar arasında bir gün evimi bulduğum anı düşledim. Bu yazı evini ararken umutsuzluğa kapılanlara gelsin, hatta bu yazı okuyan herkese gelsin. 

  Bize "ev" kavramı "yaşanan yer" olarak öğretildi. Ben ev kavramına fazla anlam yükleyenlerdenim. Bence ev, ait olunan daha doğrusu kendimizi ait hissettiğimiz yerdir. Ben çok kısa bi' süre öncesine kadar hayatımda bulunan birini evim konumuna getirmiş ve  ev-imi bulmanın heyecanını yaşamıştım. O kişiyi kaybedince evim başıma yıkılmış gibi hissetmiştim. Yaşadığım çok küçük bir olayla insanlara bu kadar anlam yüklememem gerektiğini fark ettim. 

  İnsanın bazen sırt çantasını alıp kulağında en sevdiği şarkılar eşliğinde uzun bir yola çıkması gerekir. Yolun sonunda genelde evini bulamaz ama kendini bulur, evi bulmanın ilk adımı kendini bulmak olmalı. Hala evini geçiyorum kendini bulamamış insanların hepsini kucaklıyorum. 

  Yukarıda bahsettiğim arkadaşımın vefatı dahil ne zaman ölüm haberi alsam evsizliğim beni kırıyor. Ama lütfen unutmayalım sayın okurum, 

Hayat eve varmaktan değil, evi aramaktan ibarettir.

sd,,

https://open.spotify.com/track/5FSiKZldtWDSeSC1GQklMA?si=e17c897ea61a49f8